Pandemi süreciyle birlikte başlayan daha sonra da Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte bir kez daha önemini anladığımız enerjinin ne kadar stratejik bir konu olduğu ortaya çıktı.
Artan petrol ve doğalgaz fiyatları küresel çapta insanları olumsuz etkilerken, ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Yenilenebilir enerji konusu aynı küresel karbon salınımını da azaltmaya yönelik. Paris İklim Anlaşması’na imza atan ülkeler de karbon salınımını önlemeye, yönelik taahhütlerde bulunuyor.
Türkiye de geçtiğimiz yıl söz konusu anlaşmaya imza koydu ve iklim krizine neden olan fosil yatıkların kullanımını sınırlayacağını taahhüt etti.
Lakin geçtiğimiz yılın elektrik üretimi rakamlarına göre; Türkiye’nin elektrik üretiminde iklim krizine neden olan fosil yakıtların payı 2021’de arttı ve yüzde 64’ü geçti.
Geçen yıl yaşanan kuraklık, hidroelektrik kaynaklı elektrik üretimini de 10 puana yakın oranda geriletti, doğalgazın payını ise aynı oranda artırdı.
Türkiye’nin brüt elektrik üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8 oranında arttı. TEİAŞ’ın verilerine göre geçen yıl üretilen 331 milyar kilovatsaati bulan elektriğin yüzde 32,71’lik kısmı doğalgaz çevrim santrallerinden, yüzde 31,43’ü ise kömürlü termik santrallerden sağlandı.
Böylece elektrik üretiminde fosil yakıtla (petrol, kömür ve doğalgaz) çalışan santrallerin payı yüzde 64’ün üzerine çıktı. 2020 yılında bu oran yüzde 58’di.
Türkiye’nin neredeyse tüm bölgelerini etkisi altına alan kuraklık en çok hidroelektrik santralleri etkiledi. 2020’de Türkiye’nin ürettiği elektriğin yüzde 25’ini karşılayan hidroelektrik santraller bu yıl üretimin yüzde 17’sine yakınını karşılayabildi.
Kömüre dayanıklı elektrik üretimde ise ithal kömürle çalışan santrallerin payı düşerken, yerli linyit kömürüyle çalışan santrallerin üretimi arttı. Buna rağmen kömürlü termik santrallerin elektrik üretimindeki payı 3 puan gerileyerek yüzde 31,4’e geldi.
Güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretimi ise bir yıl öncesine göre yaklaşık 10 milyar kilovatsaat artarak toplam üretimde yüzde 16,6’lık paya ulaştı.
Hidroelektrik dahil yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı ise 2020’deki yüzde 40 seviyesinden yüzde 33’e geriledi.
Türkiye’nin güneş ve rüzgardan ürettiği elektrik miktarının artmasının olumlu ancak “net sıfır emisyon” gibi iddialı hedeflere ulaşmak için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların elektrik üretiminden büyük ölçüde çıkarılması gerekiyor. İthal kömürdeki gerilemede artan kömür fiyatlarının etkisi olduğu tahmin ediliyor.